Atatürk Şehir Hastanesi organ bağışında dikkat çekiyor
Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi organ bağışı konusunda yaptığı çalışmalar sonucunda 2021 yılının ilk 10 ayında 16 donör ile 33 kişinin hayatına dokunuş yaptı. Bağışlanan her organ filizlenen bir candır diyerek sürdürdükleri organ bağışı konusunda ülke genelinde büyük başarı elde eden Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi çalışmalarıyla da diğer hastanelere örnek oluyor.
Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi organ bağışı konusunda yaptığı çalışmalar sonucunda 2021 yılının ilk 10 ayında 16 donör ile 33 kişinin hayatına dokunuş yaptı. Bağışlanan her organ filizlenen bir candır diyerek sürdürdükleri organ bağışı konusunda ülke genelinde büyük başarı elde eden Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi çalışmalarıyla da diğer hastanelere örnek oluyor.
Her yıl ülke genelindeki organ bağışı sayıları dikkate alındığında ilk sırada yer alan Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi Organ Bağışı Koordinatörlüğü’nde görevli doktorlar başarılı çalışmalarıyla göz dolduruyor. Bu yıl yapılan organ bağışı sayısıyla yine ödül alan Atatürk Şehir Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Volkan Yüksel gelen başarının ekip işi olduğunu dile getirdi. Tüm Türkiye’ye örnek olmaya devam etmek için çalıştıklarını da kaydeden Başhekim Volkan Yüksel bir insan hayatına dokunmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.
“Organ nakli iki türlü yapılıyor”
Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Volkan Yüksel beraberinde Yoğun Bakım Uzmanı Uzm. Dr. Volkan Yanar, Anestezi Uzmanı Dr. Gökhan Kılınç ve Organ Nakil Koordinatörü Çöken ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Başhekim Yüksel organ bağışıyla ilgili şu açıklamada bulundu:
“Organ ve doku nakli tüm dünyada kabul görmüş bir tedavi yöntemidir. Organ nakli iki şekilde yapılır; canlıdan canlıya veya beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yani kadavradan yapılan nakillerdir. Kadavradan organ nakli, sadece yoğun bakımlarda çoğunlukla beyin kanaması, ağır kafa travmaları, trafik kazaları gibi sebeplerle solunum cihazına bağlı yatan, beyin ölümü gelişmiş kişilerden yapılabilir. Organ naklinde temel felsefe canlı donörleri riske etmeden, beyin ölümü gerçekleşmiş, beyin dışındaki bütün organları çalışan ve tıbben sağlıklı donörler insanların organlarıyla hastaları yaşama tutundurmaktır. Ayrıca kalp, kornea gibi doku ve organların canlı donörden alınması mümkün değildir.
“Beyin ölümü olan hastalardan organ alınıyor”
Beyin ölümü kavramı ile bitkisel hayat ve koma kavramları sık sık karıştırılmaktadır. Bitkisel hayat ve koma tanısı alan hastalarda bazı beyin fonksiyonları çalışmaktadır ve tıbbi destek ile yıllarca yaşayabilirler. Beyin ölümü ise beynin tüm fonksiyonlarının tam ve geri dönüşsüz olarak ortadan kalkması olarak tanımlanmaktadır. Beyin ölümü gerçekleşen kişide ne kadar tıbbi destek sağlanırsa sağlansın bir süre sonra diğer organlar da işlevlerini kaybeder. Bu kişiler tıbben ve yasal olarak ölü kabul edilir. Beyin ölümü gerçekleşmemiş, bitkisel hayat veya komadaki kişilerden organ nakli yapılması söz konusu değildir.
“Bir kişi organlarını bağışlayarak 8 kişinin hayatını kurtarabilir”
Organ bağışı kişinin hayatta iken kendi iradesiyle, organlarının bir kısmının veya tamamının ölümünden sonra başkalarının tedavisi için kullanılmasına izin vermesidir. Bir insan organlarını bağışlayarak, "8" insanın hayatını kurtarabilir.
“Dinen bir sakıncası yok”
Türkiye’de organ bağışının istenilen düzeye ulaşamamasında bilgi eksikliği, önyargılar ve yanlış inanışlar rol oynamaktadır. İslam dininde başka bir insanın yaşamını kurtarmak, zor durumda olan insanlara iyilik amacıyla yardımcı olmak esastır. Kur’an-ı Kerim’deki Maide Suresi’nin iki ayeti insan yaşamını kurtarmanın ve yardımlaşmanın önemini açıklamaktadır. Ayet 32 kim bir kimsenin hayatını kurtarırsa o sanki bütün insanlığı kurtarmışçasına sevap kazanır demektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu da organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır. Gelişmiş ülkelerde organ nakillerinin çoğu kadavra vericilerden sağlanırken, gelişmekte olan ülkelerin temel sorunlarından biri kadavradan gerçekleştirilen organ nakillerinin yeterli düzeyde olmamasıdır. Avrupa ve ABD’de organ vericilerinin %75-80’i kadavra iken, Türkiye’de ise organ nakillerinin %75-80’i canlıdan alınan organlarla gerçekleştirilmektedir.
“20 binin üzerinde böbrek nakli bekleyen hasta var”
Ülkemizde 60 bin insan diyalize giriyor, 20 binin üzerinde insan böbrek nakli bekliyor. Yılda 4 bine yakın böbrek nakli yapılmasına rağmen, bağış sayısı az olduğu için hasta sayısı azalmıyor. Nakil bekleyen hastalar için daha çok gönüllüye ihtiyaç var. İnsanlarımızın bu noktada hassasiyetle davranması, özellikle ölen yakınlarının organlarını bağışlama noktasında bir gün kendilerine ya da bir yakınlarına organ ihtiyacı olacağı düşüncesiyle hareket etmelidir.
“Kovid-19 hastalarının organları kullanılamıyor”
Kovid-19 pandemisi döneminde beyin ölümü ve aile izin sayılarında tüm dünyada ve Türkiye’de belirgin düşüş yaşanmıştır. Ülkemizde beyin ölümü deklarasyon sayısı bir önceki yıla oranla 2020’de %40, son 10 yılın ortalamasına göre %25 azalmıştır. Aile izin oranı ise pandemi yılında bir önceki yıla göre %50, son 10 yılın ortalamasına göre %25 azalmaya tekabül etmiştir. Hastanelerde Covid-19 nedeniyle doluluk oranlarındaki artışın yanı sıra tespit süreçleri zorlaştı. Yoğun bakım şartlarında beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların koronavirüs nedeniyle enfekte olup olmadıklarının anlaşılması için bir dizi tetkik, radyolojik araştırma ve klinik gözlem sürecinden geçiriliyor. Hasta Kovid-19 ise organları kullanılamıyor.
“Türkiye’ye örnek olmaya devam ediyoruz”
Her ne kadar organ bağışı sayısında azalma olsa da daha önce defalarca bu konuda Türkiye birincisi olan Balıkesir zorlu pandemi şartlarında da organ bağışı konusunda tüm Türkiye’ye örnek olmaya devam etmektedir. Bu konudaki yüksek hassasiyeti için tüm Balıkesir halkına şükranlarımı sunuyorum. 3-9 Kasım organ bağışı haftası vesilesiyle tüm halkımızı organ bağışçısı olmaya davet ediyorum. Bu yıl ilk 10 ayda 16 donörden toplam 33 organ bağışı aldık.”