Trabzon'da heyecanlandıran keşif
Trabzon'un Düzköy ilçesinde akademisyen tarafından yapılan çalışmada mağarada yaşayan insanlara ait 13 bin yıl önce olduğu belirlenen çakmak taşı ve obsidyen olarak nitelendirilen arkeolojik bulgular tespit edildi.
Çalışmalar 2018 yılında başladı
Çayırbağı mahallesindeki Koskarlı Mağarası`nda yapılan çalışmalar ile ilgili bilgiler veren Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hülya Çalışkan Akgül, 2018 yılında Trabzon'da arkeolojik yüzey araştırmasına başladıklarını söyledi. Akgül “Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nden alınan izinle araştırma yapmaya başladık. Türk Tarih Kurumu ve KTÜ tarafından desteklenen arazi çalışmaları kapsamında 2019 yılında Düzköy Vadisine girdik. Özellikle güney bölümünü ele aldık, inceledik. Düzköy ilçesi Çayırbağı Mahallesi civarında Koskarlı Mağarası olarak literatüre kazandırdığımız bir mağarayı keşfettik ve incelemelerde bulunduk. İki yıllık çalışma boyunca çok sayıda mağara ve kaya sığınağı tespit ettik ancak içerisinde insanoğlunun yaptığını gösteren taş alet buluntuları sadece Koskarlı`da tespit edebildik. Koskarlı'da tespit ettiğimiz taş aletler çakmak taşı ve obsidyen olarak nitelendirdiğimiz ham maddeden yapılmış aletler. Çakmak taşı bölgede bulmak mümkün yerel hammadde kaynakları kullanılmış belli ki. Ancak obsidyen bu bölgede olmayan dışarıdan gelmiş bir hammadde. Dolayısıyla bunun nereden geldiğini anlayabilmek için analiz yaptırmak gerekliydi. Proje içerisinde birlikte çalıştığımız Kanada'dan Dr. Tristan Carter bu analizleri gerçekleştiren hocamız. Kanada'da pandemi nedeniyle bazı sıkıntılar yaşandı, üniversite, laboratuvar kapandı. O yüzden biraz uzun sürdü bu analiz sonuçlarının gelmesi. Oradan gelen ön sonuçlar bize şunu gösterdi. Trabzon için çok enteresan çok ilginç bir sonuçtu. Bir grup obsidyenin hammaddesi Kapadokya bölgesini gösterdi, bir grup ise Trans Kafkasya'yı gösterdi. Trans Kafkasya dediğimiz bölge günümüzde Ermenistan-Gürcistan'ın içinde yer aldığı bir alan. O alanda obsidyen yatakları bakımından oldukça zengin bir alan. Dolayısıyla bu mağarada yaşamın olduğu süre içerisinde uzak bölgelerle bir iletişimin varmış, ortaya çıkan tablo bu oldu” dedi.