Tekrarlayan düşüklere dikkat
Bebek sahibi olmak isteyen çiftleri en çok korkutan durumların başında düşükler geliyor. Tekrarlayan düşükler ise çiftleri psikolojik anlamda etkilerken, bebek sahibi olma yolunda engel de teşkil edebiliyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, tekrarlayan düşüklerin pulmoner (akciğer) emboli habercisi olabileceğini belirterek 'Akciğer atardamarında pıhtı nedeniyle meydana gelen tıkanıklık pulmoner emboli olarak adlandırılır. Emboli nedeniyle plasentayı ve fetüsü besleyen kan damarları tıkanarak düşüğe neden olabilir. Pulmoner emboli, özellikle genç ve tekrarlayan düşük öyküsü olan hastalarda altta yatan genetik pıhtılaşma bozukluğunu akla getirilmesi gereken bir hastalıktır' dedi.
Bebek sahibi olmak isteyen çiftleri en çok korkutan durumların başında düşükler geliyor. Tekrarlayan düşükler ise çiftleri psikolojik anlamda etkilerken, bebek sahibi olma yolunda engel de teşkil edebiliyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, tekrarlayan düşüklerin pulmoner (akciğer) emboli habercisi olabileceğini belirterek “Akciğer atardamarında pıhtı nedeniyle meydana gelen tıkanıklık pulmoner emboli olarak adlandırılır. Emboli nedeniyle plasentayı ve fetüsü besleyen kan damarları tıkanarak düşüğe neden olabilir. Pulmoner emboli, özellikle genç ve tekrarlayan düşük öyküsü olan hastalarda altta yatan genetik pıhtılaşma bozukluğunu akla getirilmesi gereken bir hastalıktır” dedi.
Trombofili olarak adlandırılan, kandaki pıhtılaşma bozukluğunun akciğer embolisi riskini belirgin ölçüde artırdığını belirten Medicana International İzmir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, bu durumda akciğer arterlerinin pıhtı ile aniden tıkandığını ifade etti. Uzm. Dr. Işık, “Pulmoner embolinin genetik kaynaklı pıhtılaşma bozukluğundan kaynaklandığı durumlarda gebeliklerin ilk 3 aylık döneminde düşüklerin meydana gelmesi, ölü doğumlar, preeklampsi ve fetal büyüme sorunları ile karşılaşılması mümkündür. Tüm bu durumların temel nedeni, emboli nedenlerinden de olan pıhtılaşma bozukluğu neticesinde kan pıhtılarının plasentayı ve fetüsü besleyen kan damarlarının tıkanmasıdır. Yapılan bilimsel araştırmalar da bu söylemi doğrular niteliktedir” diyerek gebelik kayıpları ve pulmoner emboli arasındaki ilişkiye işaret etti.
“Gebelik de pulmoner emboli riskini artırabilir”
Gebelik döneminde de pulmoner emboli riskinin artabileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Işık, “Gebelik kadın vücudunda hormon dengesini ve kan akışını etkileyen bir dizi değişime neden olabilir. Tüm bu değişimler ise pulmoner emboli risk faktörleri arasındadır. Gebelik döneminde ve doğumdan sonraki ilk 6 haftalık süreçte pulmoner emboli riski belirgin ölçüde artabilir. Sezaryen doğum, ölü doğum, doğum sırasında kan damarlarının zarar görmesi, gebelik zehirlenmesi, lohusalık dönemi gibi unsurların da pulmoner emboli riskini artırdığı bilinmektedir. Özellikle gebelik döneminde aşırı kilosu bulunan, 40 yaş ve üzerinde olan, varisi bulunan, sigara içen, geçmiş dönemde Derin Ven Trombozu veya pulmoner emboli öyküsü bulunan, genetik trombofili hastalığı bulunan kadınların dikkatli olması son derece önemlidir” diye konuştu.
Ani nabız artışına dikkat
Pulmoner embolinin çeşitli belirtilerle kendisini gösterdiğini anlatan Uzm. Dr. Merda Erdemir Işık, “Bu hastalığa sahip kişilerde nefes darlığı, hızlı nefes alma, nefes alırken göğüste ağrı, öksürme, bayılma, terleme, anksiyete ve kalp atış hızında artış gibi belirtiler görülür. Bu belirtiler ise yalnızca gebelik ya da yeni doğum yapılan dönemde değil her zaman dikkate alınmalıdır” bilgisini verdi.